Çok sonra bulursun kendini, belki de
üzgün, kronik hastalıklara yakalanmış bir şekilde... Çoğu zaman yalnızlığın
patlamasını yaşarsın, kalabalıklara karışmak hatta hiç bilmediğin insanlar arasından
kaybolmak istersin. Oysa bunları yaparken kendini kontrol etmesini bilmelisin...
Arayışın bir umut, bir beklenti üzerine hatta bir eğlence de olabilir. Düşünmelisin ama düşüncelerin seni üzmesine
izin vermemelisin. Gittiğin yerde ruhunu yakalayıp, uzun bir günün sonunda
mutlulukla anlaşma yapmalısın... Kim için üzüldüğünün hiç önemi yok, biliyorum
hatta biliyorsun, beyninin içinde seni rahatsız eden bir şeyler var ve her
defasında seni zorlayan, bağımsızlığını ilan eden hücrelerin varlığından
haberdarsın ama kontrol etmekte biraz tembellik yapıyorsun. Fazla uzaklaşmamalısın
çünkü seni senden başka bilen yok . ben en fazla dinlerim seni , çünkü sen
kendini benden daha iyi tanıyorsun... Ve bir gecenin son demlerine doğru
yaklaştığımızda biraz durgun olmuş hatta mayışmış olabilirsin. Pes etmenin tezgah kurduğu vakitlerden, aradığın her şeyin bu dünya da uçup gittiğini sandığın vakitlerden söz ediyorum ... Hatta her şeyin anlamını yitirmiş, mutluluğun senden kaçtığından bahsediyorum... (1. BÖLÜM)
