Hep Çocuk kalanlara..
Küçükken sevgiler masumdu, güzel tebessümler vardı. Üzgün olmazdık mesela sadece düşerken diz yaralarımıza ağlardık. Kimse ile bir alıp veremediğimiz olmazdı. Mesela çok az düşünürdük, hatta düşündüklerimizi günün sonunda unuturduk. Beyni yoran bir şeyler yoktu, düşündüklerimizi hep söylerdik, içimizde bir şeyler kalmazdı. Yolculuklarımız da hiç olmazdı, gittiğimiz tek yer sabahtan akşama kadar oynadığımız sokaklardı. Bir çoğumuz hatırlar belki yemekten yemeğe eve uğrardık. Oysa şimdi hepimiz dört duvarlı odalara takılıp kaldık. Hayatın incecik bir çizgisi vardı, şimdi ise o çizgilerden yollar çizilmiş önümüze… Anlaşılan biz büyümekle hata yaptık, ya da büyüdükçe bedenimiz yaşlandı fakat ruhumuz hep çocuk kaldı. Biz bir şeyleri zamanında en güzeliyle yaşadık. Kimin aklına gelirdi ki büyüyünce hüzünleneceğiz, hep hüzünlü şarkılar çalacak…
Ötelerden annelerimizin gülücükleri belirirdi, o bizim
için mutluluğun tarif edilemeyen kısmıydı. O an yoğun bir sevgi seli yaşanırdı.
İşte o yüzden annelik de mucizevi bir
duyguydu, kimi zaman tuhaf bir gülümseme, Kimi zaman da gökyüzünden bağımsız
mavili, bir görüntü…


